21 Nisan 2024 Pazar

Bangladeş Bağımsızlık Gününü Kutladı-Yılmaz Parlar

 Bangladeş Bağımsızlık Gününü Kutladı

Vizyoner Lideri Sheikh Hasina Sayesinde İlerlemeye ve Ekonomik  Büyümeye Devam Eden, Güney Asya Ekonomik Mucizesi, Dünyanın Harikası Bangladeş’in İstanbul Başkonsolosluğu, Bağımsızlık günlerinin 54. ncüsünü 19 Nisan 2024 Cuma günü Shangri-La Bosphorus Hotelde kutladı.


 
Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam’ın ev sahipliğinde verilen resepsiyona, İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, Yabancı ülke Konsolosları, temsilcileri, Diplomatlar, iş dünyası inasanları, akademisyenler başda olmak üzere basın mensupları ve elit davetliler katıldı. 



İki Ülke Milli marşların söylemiyle başlayan resepsiyonda Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam ve İstanbul  Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek açılış konuşmaları Yaptı.

"Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam “Bangabandhu’nun dış politika ilkesi olarak herkestle dostluk, hiç kimseyle düşmanlık, Türk büyük önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün vecizesi: “Yurtta sulh, cihanda sulh”  ilkesiyle paralellik göstermektedir.

……….

Bangabandhu Şeyh Mucibur Rahman, büyük Türk önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün cesaretinden ve şövalyeliğinden büyük ölçüde ilham almıştı.  Milli şairimiz Kazi Nazrul İslam, 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün yiğitliğini ve kahramanlığını öven Kemal Paşa adlı bir şiir yazmıştır”



 İstanbul  Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek “Türkiye ve Bangladeş ilişkileri, yüzyılı aşan ortak tarihi, kültürel ve dini bağlar tarafından şekillendirilmektedir. Ticaret ve ekonomi gibi alanlarındaki işbirliğimizi özellikle güçlendirmemiz gerekmektedir. Çünkü ikili ticaret hamcımız bunu göstermektedir.”

Bangladeş İstanbul Başkonsolosu Mohammed Nore-Alam Özetle “Bu kutlu günde, Bangladeş'in kurucusu ve ulusal kahramanı Bangabandhu Şeyh Mucibur Rahman'ı derin bir saygıyla anıyorum. Onun liderliğinde, Bangladeş 1971'deki bağımsızlık savaşıyla küresel sahnede bağımsız bir devlet olarak ortaya çıktı.



Aynı zamanda, bağımsızlık mücadelemizde hayatlarını kaybeden 3 milyon şehidimize ve özgürlük savaşçılarına da en derin saygılarımı sunuyorum.

Bangladeş, yoksulluktan ve ayrımcılıktan uzak, laik ve müreffeh bir ülkeyi simgeler. Başbakan Sheikh Hasina'nın liderliği altında, Bangladeş dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline gelmiştir.

Bangladeş, teknoloji ve bilgiye dayalı gelişmiş bir ülke olma hedefiyle ilerliyor ve aynı zamanda 2100 yılına kadar refah ve iklime dirençli bir delta oluşturma amacını taşıyor.

Dış politika ilkesi olarak, Bangladeş herkesle dostluk ve barış içinde yaşamayı, diğer devletlerin içişlerine karışmamayı ve küresel barış ve güvenliği desteklemeyi benimsemiştir.



Bangladeş, Myanmar'dan zorla yerlerinden edilen Rohingya mültecilerine ev sahipliği yapmaktadır ve onların güvenli şekilde geri dönmeleri için uluslararası toplumdan destek beklemektedir.

Bangladeş ve Türkiye arasında mükemmel ikili ilişkiler bulunmaktadır, bu ilişkiler tarihi bağlar, ortak inançlar ve kültürel yakınlık üzerine kuruludur.

Bangladeş, barış, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığıyla küresel arenada önemli bir rol oynamaya devam etmektedir.” Şeklinde ifadelerini sundu.

İstanbul  Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek ise özet olarak Türkiye ve Bangladeş arasındaki ilişkiler, yüzyıllardır süregelen ortak tarihi, kültürel ve dini bağlarla şekillenmiştir. İki ülke, en sıkıntılı zamanlarında bile birbirlerine destek olmuş ve kardeşlik ve dostluk duyguları ilişkilerinin temelini oluşturmuştur.



Bangladeş'in ekonomik ilerlemesi, ülkenin en az gelişmiş ülkeler grubundan ayrılmasını haklı kılmaktadır. Türkiye olarak, Bangladeş'in canlı ekonomisi ve genç nüfusuyla daha da gelişmesini desteklemekteyiz.

Bangladeş, Asya Birleşimi'nin önemli bir ortağı olarak yeniden dikkat çekmektedir. Bu nedenle, ticaret ve ekonomi gibi alanlardaki işbirliğimizi güçlendirmemiz gerekmektedir. Bangladeş'in milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapması, özellikle 1 milyondan fazla Rohingya Müslümanına kapılarını açması takdire şayandır.”dedi

Bangladeş gerçektende ; Mayıs 1981'de Sheikh Hasina'nın Bangladeş'in siyasi manzarasında ortaya çıkışı, basit bir ifadeyle, Bengal ulusunun itibarını yeniden kazanması için bir kampanyaydı. Ardından, Ağustos-Kasım 1975'teki kargaşa ve cinayetlerle kaybedilen değerleri yeniden canlandırmak için yürüttüğü, gösterdiği çabalar, bugün tarihin bir parçasıdır.



Sheikh Hasina'nın siyasetteki ilk adımları, partinin başına geçtikten sonra parçalanmış bir Awami Birliği'ni yeniden birleştirme ihtiyacıyla bağlantılıydı. Gerçekten de, partinin geleceğini yalnızca Bangabandhu'nun kızının yeniden şekillendirebileceğine ikna olan ve o zamana kadar üç fraksiyon halinde faaliyet gösteren partinin liderliğini kabul etmesi için onu davet etmeyi görev edinen parti büyüklerinin bilgeliğinin bir kanıtı olmaya devam ediyor.

Göreve başladığından beri Sheikh Hasina, komünal olmayan, açlık ve yoksulluğun olmadığı ülkeyi inşa etmek için durmaksızın çalışıyor. Hayalperest, filozof ve vizyon sahibi bir lider. 

Bangladeş, ekonomisi Sheikh Hasina, döneminde dört kat büyüdüğü için şu anda dünya ekonomisinde 41. sırada yer alıyor.

Hindistan ile Bangladeş arasında 41 yıllık Kara Sınır Anlaşması çözüldü. Ülkenin kişi başına düşen geliri 27 kat arttı. Fakir bir ülkeden fırsatlar diyarına çevirme fırsatı veriyor, çok doğru bir şekilde 'yaşam ve geçim arasında bir denge kurmak' olarak tanımladığı şeyi yapıyor. Bangladeş, dinamik liderliğinde elde edilen sürdürülebilir GSYİH büyümesi ve sosyo-ekonomik parametreler açısından bir "kalkınma mucizesi". Sözde 'dipsiz kuyudan canlı bir ekonomi, bir fırsatlar ülkesi haline geldi.

Çin ve Hindistan gibi iki büyük ekonomi arasında kalan 165 milyon çalışkan insanıyla Bangladeş, yatırım için kazançlı bir yer. Asya'daki en yüksek GSYİH büyüme oranını yakaladı.



İnovasyon ve girişimcilik için küresel bir kuluçka merkezi olmak yolundalar. Bu devasa kalkınma görevini, daha büyük bir yabancı yatırım ve havale girişi ile birlikte dış ticarette daha fazla derinlikle hızlandırmayı amaçlıyorlar. “Ekonomik diplomasi”yi uygulamaya koydular. Bu paket kapsamında birkaç yıl içinde -Öncelikle- Birinci olarak, adil bir pazar erişimi elde etmeyi;

İkinci olarak, ihracatın genişletilmesi,  Üçüncüsü, önemli miktarda içe dönük Doğrudan Yabancı Yatırım girişi,  Dördüncüsü, kritik teknolojilerin transferi ve Beşincisi, hem yurtiçinde hem de yurtdışında profesyoneller ve çalışanlar için daha büyük ve daha iyi istihdam fırsatları.

Ayrıca kaliteli hizmet sunmak için küresel bir üretim merkezi olmak istemi içindeler. İş liderlerine yenilikçi fikirler ve stratejiler üretmeye teşvik ediyorlar.

Resepsiyonda Bangladeş sanat ve kültür odaklı objeler sergilendi. Geleneksel halk oyunları gösterimi sunuldu. Bangladeş tat lezzetlerinden oluşan yemekler davetlilere sunuldu.

yilmazparlar@yahoo.com

24 Eylül 2023 Pazar

Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar

  Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Karanlığı Kazanan Hep Işık Olacaktır

İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var, Odesa şehridir

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, Rusya tarafından işgal altındadır.



Dünyada Fiyat olarak değerlendirelimiyen ancak eşsiz bir değeri olan uygar insanın erdemi olan vatan sevgisi uğruna Anavatanı için savaşan, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda Atatürk’ümüzün verdiği özgürlük savaşını dile getirdiler. Aynı yolda cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla zaferi kazanacaklarını bir kere dada dile getirdiler.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2023 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, İş, Siyaset dünyasının önemli isimleri olmak üzere, Mini bir konserde veren 2004 Eurovizyon Şarkı yarışma Birincisi Ruslana ve Ukrayna vatandaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.



Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi’nin konuşması Özgürlük mücadelesini özel kılan sadece amacına ulaşmış olması değil, aynı zamanda nasıl mücadele edildiği, direnişin temel taşı olan hakikat olması nedeniyle Tam metnini veriyoruz. 

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bugün, Ukrayna Ulusal Bayramı - Ukrayna Bağımsızlık Günü vesilesiyle bu yardım etkinliğinde, cesur Ukrayna halkına, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine, tüm savunuculara, partizanlara, doktorlara, gönüllülere, öğretmenlere, çiftçilere, metalurji uzmanlarına saygılarımızı sunmak için buradayız.

Zaferimizi kendi yönlerinde yaklaştıran herkese... Tüm bu 575 gün süren tam ölçekli savaşta, Ukrayna'nın özü itibariyle güçlü, cesur ve bağımsız olduğunu kanıtlayan insanlarımıza… Farklı olamayız, yapamayız, farklı olmak ta istemiyoruz. 



Sizlerden şimdi Ukrayna'nın özgürlüğü ve bağımsızlığı için savaşan; buna canlarını feda eden kahramanlarımızın anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.

3501 gündür topraklarımızın bir parçası olan Kırım, rusya tarafından işgal altındadır. Ancak, Ukrayna’nın Kırımı teslim olmuyor ve direnmeye devam ediyor. Son zamanlarda hepimiz Sevastopol Körfezi'ndeki Kırım itaatsizlik ateşinin parlaklığını gördük. Bu sadece bir başlangıçtır.



Son bir buçuk yıl boyunca her gün Ukrayna, bağımsızlığını kanıtlamaya devam ediyor. Dünya, bağımsızlığımızın yakılanmayacağına, boğulanmayacağına ve şiddet kullanılarak vurulanmayacağına ikna oldu.

İşgalciler Kahovska barajını patlattılar; Zaporizhzhya nükleer santralını ele geçirip dünyaya nükleer tehditlerle şantaj yaptılar; tahıl koridorunu kapatarak dünyayı kıtlıkla tehdit ettiler. Çocukları öldürüyorlar; kreşleri, hastaneleri ve okulları yok ediyorlar; Nazi rejiminin en iyi geleneklerini benimseyerek filtrasyon kampları yaratıyorlar. Bütün bunlar, güçsüzlükten kaynaklanan agonidir. Ukrayna'yı "üç gün içinde" dedikleri gibi ele geçirme ve yok etme planı başarısız oldu. Bugün Ukrayna kendisini ve tüm dünyayı Kremlin'in cürümünden koruyor. Partnerlerimiz, dostlarımız, ya da askeri bir deyimle asker arkadaşlarımız bu konularda bize yardımcı oluyor.



İstanbul'un Ukrayna’da bir kardeş şehri var: Odesa şehridir. İstanbul bu yaz, geçen yaz da olduğu gibi ikinci kez, her hafta Rusya tarafından bombalanan ve Karadenizin karşı kıyısında bulunan Odesa’dan gelen bir grup Ukraynalı çocukları ağırladı. Bu özel yardımın ve desteğin örneğini neden dile getiriyorum? Çünkü bu örnek, iki şehrin gerçek kardeşliğinin bir simgesidir. 

Bu fırsattan istifade ederek Türkiye’ye, Kırım platformuna katılımından, uluslararası platformlardaki desteklerinden, Bayraktar İHA'larından, çocuklarımızın dinlenme fırsatlarından, insani yardımlardan, hastanelerinizdeki yataklardan, Ukrayna haftasonları okulları için tahsis edilen kırtasiye malzemelerinden dolayı en içten teşekkürlerimi sunarım. Bütün bu destekler çok önemlidir. Bu desteklerinizi hiçbir zaman asla unutmayacağız. 

Bayraktarlar! Dünyanın en tanınmış Türk markasından bir tanesidir. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yarattığı tam ölçekli işgalinin başlangıcında savaş alanındaki durumu köklü bir şekilde değiştiren insansız hava araçları. 

Ayrica, bu otelin sahibi Sayın Saruhan Saraylı'ya da özellikle teşekkürlerimi sunuyorum.  Rusya’nın başlattığı barbar savaşında evlerini terk eden 700'den fazla Ukraynalı kadın ve çocuk, 5 ay boyunca bu otelde ücretsiz olarak konaklandı. Bütün bunlar çok önemli.  Bu desteği asla unutmayacağız



Türkiye'deki depremden etkilenen çocuklara insani yardım götürdüğümüz İstanbul'daki kliniklerden birinin başhekimi "kalplerimiz tek yürek olarak atıyor" çok anlamlı bir ifade dile getirdi. 

Lütfen halkımıza ve ülkemize destek vermeye devam edin. Buna her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Cumhurbaşkanımız her akşam konuşmalarında askerlerimize, doktorlarımıza, gönüllülerimize teşekkür ediyor.

Bugün tüm Ukraynalı topluluklarımıza, derneklere, tüm Türk dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hepiniz gelecekteki zaferimizin bir parçasısınız. Zaferimiz muhakkak gelecek. Çünkü karanlığı kazanan hep Işık olacaktır.

Kazanacak Işık konusunu, yardım etkinliğimizin bir sonraki bölümünden bugünkü konuğumuz Ruslana'ya aktarmak istiyorum.

Yıl 2004. Eurovision şarkı yarışmasına ev sahipliği yapan şehir İstanbul. Ukrayna'nın Eurovision şarkı yarışmasına katılımının ikinci yılıydı ve Ukrayna için Zafer kazanılan yılıydı. İstanbul'daki 2004 Eurovision şarkı yarışmasının galibi Ruslana hoş geldin”

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana mini konser verdi.

Ruslana sonrası, Grupların ve sanatçıların ses mühendisleri, Ukrayna'daki en iyi etkinliklerde çalışan geniş deneyime sahip DeluxeSound DJ ler 14 yaşındaki mini DJ Benzersiz, özel müzik içerikleriyle süper performasıyla etkinliğe renk katdı.

2004 Eurovision şarkı yarışmasının Birincisi Ruslana  şarkı öncesinde şarkı aralarında ve şarkı sonlarında verdiği mesajlar mükemmeldi. Yüreklere seslendi buruk neşelere dil oldu. Bir kere daha bu vahşet olan savaşı kınarken bir an evvel son bulmasını işgal altından kurtulmalarını kutsal vatan topraklarına kavuşmalarını diliyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com


24 Ağustos 2023 Perşembe

Ateşten Adamlar ve ATA Parti Devrimi-Yılmaz Parlar

 


Ateşten Adamlar ve ATA Parti Devrimi

ATA Parti Başkanı Namık Kemal Zeybek Ateşten Adamlar kitabında kaleme aldığı Devrim öncüleri ve  ATA Parti Devrimleri örtüşmesiyle ilgili söyleşi gerçekleştirdik.


Ülke bütünde verimsiz geçirmiş şu günlerde kara bulutlar arasından doğan güneş gibi ATA Partisi kuruldu.

Genel başkanları Namık Kemal Zeybek liderliğin tüm bileşenlerine ve vasıflarına sahip.

Çok ilçelerde kaymakamlıklar yapmış. Gümrük müşavirliğinde bulunmuş, milletvekilliği Kültür Bakanlığı devlet bakanlığı artı büyükelçi gibi unvanlarda, o makamlarda hiç unutulmaz başarılı hizmetler vermiş bir değerimiz. Kendisi Türklük adına engin bilgilere sahip, eşsiz bir duayen diyebiliriz.

Aynı zamanda akademisyen. Türklük üzerine çok sayıda kitapları mevcut.

Ancak Bu ateşten adamlar kitabı ATA partinin tamamen bu kuruluş ilkelerine uygun. Atatürk'ün devrinde öncü olan liderlerin listesinden birkaçını kaleme almış.

Şimdi onlar hakkında konuşacağız. Yani Ata Parti'de Sayın Başkan bu liderlerin arasındaki yapacağınız bu

Devrim olaylarıyla örtüştüğü kısımları biraz açıklar mısınız? Birkaç kimseyi bize söyler misiniz?

“Evet. Sağ olun. Evet. Ben de dediğiniz gibi birtakım görevlerde bulundum. Işte yirmi üç yaşında kaymakam oldum On yedi kaymakamlık yaptım. Otuz üç yaşında. Gümrük tekel bakanlığı müsteşarı oldum.

Gün Sazak Müsteşarı'yım. Yani, Onlarla çalıştık onu özellikle söylemek isterim.

O çok değerli biri elbette. Dediğiniz gibi, sonra da yine siyasi hayatımda bakanlıklar büyükelçilikler ve bir üniversitenin de kurucusu oldum.

Ahmet Yesevi üniversiteyi uluslararası Türk Kazak Üniversitesi olarak kurdum. Ve 14 yıl yönettim.

Kırgızistan'da Manas Üniversitesini kurdum. Sonra bir arkadaşım aradı. Devrettim ama o sürdüremedi. Başkaları sürdürüyor…

Söylediğiniz gibi yani siyasi hayatımda çok siyasi deneyimler kazandım. Okumalar yazdım. Kitaplar yazdım. Ve bütün bunlar sonucunda artık son yıllarda Türkiye'nin içine girdiği bu karşı devrim sürecinde yeniden Ata'nın Türk devrimini anımsamak ve o Türk devrimini çağa taşımak üzere yeniden Türk Devrimini gerçekleştirmek üzere beş ana devrim yapmak üzere arkadaşlarımla birlikte bir siyasi parti kurdum.

Beş ana devrim diyorum.

1, Yeniden Türk Devleti'ni kurmak lazım. Yeniden. Çağdaş Türk devleti olarak bozuldu.

2, Yeniden çağdaş eğitim sürecine Türkiye'yi sokmak lazım. Çünkü çok uzaklaştı.

ileri demokrasiyi artık Türkiye'de gerçekleştirmek lazım. Türkiye bunu hak ediyor.

Atatürk'ün döneminde olduğu gibi yeniden

Toplumcu kalkınma sürecini başlatmak lazım ancak böyle kalkınabiliriz.

Tüm bunlardan sonra da bilgi devrimini yaparak bilgi çağına girmemiz lazım.

Demek ki beş işaretimiz de bu.”

Bu kitapta bir 30’a yakın değeri, hepsi birbirinden çok değerli, öncü liderleri kaleme aldınız. Ama bunların dışında savaş zamanında kalanlar var. Bu sadece cumhuriyetten sonraki olan kimseler. Bir kaçına bir örnek verebilirmisiniz? Yaptıkları ile sizin Devrim ilkelerinizle örtüşenleri.

“Evet. Bunun önemi şu yani. Atatürk Türkiye devletini kurmak üzere Osmanlı'nın yıkılışından sonra, Kurtuluş Savaşı'nı Türkçülerle yaptı. İslamcılar ise ne yazık ki o dönemde Yunanlıların yanında yer aldılar. Maalesef evet. Onları söylemeliyiz ki bunlar anlaşılsın.

Elbette Yani söz gelimi Şeyhülislam Dürzüzade.

Şeyhülislam Mustafa Sabri. Büyük İslam bilgini diye satılmaya çalışılan, İskilipli Atıf Hoca gibi, kimi müftüler gibi, kimi şeyhler gibi insanlar Yunancı oldular.

Buna mukabil, Türkçü din adamları, Ankara Müftüsü o dönemin, Alevi Bektaşiler'in lideri Cemalettin Çelebi gibi.

Türkiye'de yaşayan Türk Ortodokslarının lideri ve sonra patriği olan çok değerli Papa Eftim, Kendine Teoman Ergene diyor ve kendisi diyor ki bana Türk dostu demeyin. Ben Türk'üm. Ama dinim Ortodoks'luk. Böyle çok değerli insanları unutturmamak lazım.

Onların adını anmak lazım. Çünkü Kurtuluş Savaşı'nda da, Kuruluş savaşımında da yani Atatürk evet. Türk Devletini çağdaş akıl ve bilime dayalı bir devlet olarak kurarken onun yanında bulunan ve ona çok katkılar sağlayan Atatürk'ün işlerini Devrimini kolaylaştıran insanlar var.

Yani bunların birincisi olarak ben Mahmut Esad Bozkurt'u yazdım.

Mahmut Esad Bozkurt. Mahmut Esad Bozkurt kimdir? Soyadı Bozkurt. Kendisi aldı. Atatürk ona Ateşten Adam soyadını vermek istedi. Sen Ateşten Adamsın dedi.

Evet. O yüzden ben kitabın adını Ateşten Adam koydum. O dedi ki hayır benim soyadım Bozkurt olsun. Yani o Bozkurt olmasında onun kazandığı bir Bozkurt Lotus davası önemlidir aynı zamanda bu gerçek bir Bozkurttur. Hukukçudur ve Türkiye'de çağdaş hukuk Devriminin yapılması ve Türkiye'nin dogmatik naslara dayalı çok gerilerde kalmış. Kadınları kocalarının üç ortağından biri olmaya zorlayan, Kadınlara mirasta yarım hisse veren, kadınları mahkemede yarım insan sayan yani iki kadın bir erkek sayılır diyen, kadınları kapatan, Kadınlar ağ koymaktan alıkoyan, bir anlayış yerine devrim yaparak Türkiye'de çağdaş hukuku getiren, işi başlatan kişi Mahmut Esat Bozkurt'tur. çoğu hukukları değil mi?

Medeni hukuk, ceza hukuku. Onun zamanında

Ama bunun en iyilerini alarak da hukuku Ziya Gökalp da böyle söylüyor. Türk'ün esaslarında diyor diyor ki Türkçe hukuki Türkçülük çağdaş hukuku Türkiye'ye getirmektir diyor.

Mahmut Esat Bozkurt Atatürk'ün elbette ki gözetiminde desteklemesiyle, onun gölgesinde. Ama o başardı. Adalet Bakanı olduğu zaman medeni kanunu getirdi ve diğer temel kanunları getirerek Türkiye'yi çağdaş bir konusunda büyük katkı sağladı. Evet. Onu söylemiş olalım bir. Onunla birlikte yine aynı çizgide bir başka çok önemli kişi vardır.

Onu yazdım, Doktor Reşit Galip. Evet. Doktor Reşit Galip ne yaptı? Öyle bir devrimcidir ki Doktor Reşit Galip Atatürk'e bile teoricilik konusunda kafa tutan bir adamdır. Ama bakın şu Atatürk'e ki kendi kendisiyle çekişen, yemekte kavga eden kişiyi bir yıl sonra Milli Eğitim Bakanlığına getirdi. Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. Ve Doktor Reşit Galip çok kısa süren bir yılı bile tamamlamayan bakanlık döneminde Türkiye'nin ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'ni o kurdu.

Evet ve İstanbul Üniversitesi Atatürk'ün gözetiminde, dışarıdan itlerden kaçan dünya çapında bilim adamları ve Darülfunun'dan seçilen gerçek bilim adamları

Bunlara eklenen Atatürk'ün yurt dışına Avrupa'ya gönderdiği ve artık dönüp gelen 500 genç bilim adamıyla birlikte öyle birdenbire Darülfü'nun yarı medrese iken dünya çapında evet tanınan bilinen ve saygı duyulan bir üniversite haline geldi. Kim yaptı bunu? Doktor Reşit Galip onu yaptı. Onun nasıl bir Türkçü olduğunu anlamak bakımından onun yaptığı en önemli konulardan birisi de 23 Nisan 1933 de  evet. Evinde çocuklarıyla Konuşurken ortaya çıkan andımız. Andımızı andımızı

Milli Eğitim Bakanı olarak okullarda okutmaya başladı. Orada ince bir nokta var.

O yurduma, bu duruma derken sonra da milletime diye çevrildi. Yani onun Türkçülüğü. Aynı zamanda dilde Türkçülüktür bunun sözünü kullanmıştır.

O da yine çok önemli bir kişidir. Üçüncü bir kişiden de söz etmeliyiz. O da Doktor Rafik Saydam diyelim. Evet. Bakanlık yapmış uzun yıllar Sağlık Bakanlığı yapmış kişi olarak. Atatürk'ün gözetiminde onun desteğiyle Türkiye'yi salgın hastalıklardan kurtaran kişidir.”

Evet. Hıfzıssıhha'yı,

"Hıfzıssıhha Enstitüsü'nü Kur'an, Hıfzıssıhha Enstitüsü'nü kurduğu zaman 22 aşı orada üretiliyordu. Ve bunlardan birisi Çin'e satıldı. Hastalıklar o aşı ile ortadan kaldırıldı. Salgın, hastalıklar ortadan kaldırıldı.”

Hatta İngiliz kraliçesi o çiçek aşısını son derece benimsiyor ve o zamanlar bizden alıyor.

“Şimdi bunları niye yazıyorum ben? Daha tabii var uzatmayalım sözü. Bunun gibi çok değerli kişiler var. Bunlar Ateşten Adamlardır. Bunlar unutulmamalıdır. Bunların hepsi Türkçüdür. Toplumcudur. İlericidir. Kendileri böyle tanımlanır. Aydınlanmacıdır. Dolayısıyla Atatürk'ün o başlangıçtaki Türk devrimi bir temsil eden bu yüce kişiler bilinmeli ki bizim yeniden Türk devrimi derken kimleri örnek aldığımızda çıksın.”

Zaten bunları hep örnek alarak yapılacak olan olaylar ki, uçaklar yapanlar, 10 bin kilometre demir ağların 1250 km lik kısmını örenler..

“Nuri Demirağ evet. Hepsini sayarsak çok zaman alıyor.”

Bana göre her Türk'ün okuması gereken bir kitap bu. Ateşten Adamlar ve aynı zamanda girişimciler için yani girişimci insanlar için okuması gereken bir kitap.

Hakikaten çok çok değerli. Ve bakıldığı zaman da o büyük zorluklar içerisinde neler yapmışız?

Sayın Başkan Namık kemal Zeybek bu konuda Çok güzel bir vefa örneği gösterdiniz. Sağ olun. Bunları andınız. bunları kaleme aldınız. Gerçekten yani ben kendi adıma müteşekkirim. Bütün Türkiye'de aynı şekilde teşekkür edeceklerdir. Güzel bir söyleşi oldu Sayın Başkan. Çok teşekkür ediyorum. Sağ olun.

yilmazparlar@yahoo.com




24 Temmuz 2023 Pazartesi

Bangladeş’in Kalkınma Mucizesi -Yılmaz Parlar

  Bangladeş’in Kalkınma Mucizesi 


Dünyanın Harikası Bangladeş; Güney Asya Ekonomik Mucizesi Bangladeş’in Vizyoner Lideri  Sheikh Hasina Sayesinde İlerlemeye ve Ekonomik  Büyümeye Devam Ediyor.


Duayen Gazeteci Ahmet Çoşkun Aydın’ın Kaleminden “Bangladeş’in  Mucizesi” 

Mayıs 1981'de Sheikh Hasina'nın Bangladeş'in siyasi manzarasında ortaya çıkışı, basit bir ifadeyle, Bengal ulusunun itibarını yeniden kazanması için bir kampanyaydı. Ardından, Ağustos-Kasım 1975'teki kargaşa ve cinayetlerle kaybedilen değerleri yeniden canlandırmak için yürüttüğü, gösterdiği çabalar, bugün tarihin bir parçasıdır.

Sheikh Hasina'nın siyasetteki ilk adımları, partinin başına geçtikten sonra parçalanmış bir Awami Birliği'ni yeniden birleştirme ihtiyacıyla bağlantılıydı. Gerçekten de, partinin geleceğini yalnızca Bangabandhu'nun kızının yeniden şekillendirebileceğine ikna olan ve o zamana kadar üç fraksiyon halinde faaliyet gösteren partinin liderliğini kabul etmesi için onu davet etmeyi görev edinen parti büyüklerinin bilgeliğinin bir kanıtı olmaya devam ediyor. 

Bitirdiği üniversite sayıları itibarı ile, Dünya sıralamalarına giren, çok sayıda üniversite bitiren Duayen Araştırmacı gazeteci Ahmet Çoşkun Aydın’ın çok önemli başlıklar altında kaleme aldığı bu kıymetli eser aslında tüm Dünya ülkeleri liderlerine ilham verecek nitelikte… 

“Bangladeş’in  Mucizesi” adlı kitaptaki Bangladeş “Küllerinden Doğan” tabirini en iyi doğrulayan örnek…Neden mi? Bangladeş, dinamik ve cesur liderliği önderliğinde karşı konulamaz bir hızla ilerliyor. Ülke, tüm cephelerde muazzam başarılar elde ettiği için artık dünya için bir kalkınma sürprizi ve gerçekten mucize…

Sadece Liderlerin değil, her bireyin, Ülkemizdeki Atatürk’ümüzün Nutuk’u okuması gerektiği ve Ata’mızın ülkemiz için gerek savaş meydanlarında inanılmaz mucize başarıları kadar ülke kalkınmasına verdiği mücadele mutlu bir Türkiye yaratması gibi, bu kitapta Bangladeş’in Kalkınma Mucizesi öğrenebilmesi gibi çağımızda örnek alınabilmesi için okunması gerekir. 

Göreve başladığından beri Sheikh Hasina, komünal olmayan, açlık ve yoksulluğun olmadığı ülkeyi inşa etmek için durmaksızın çalışıyor. Hayalperest, filozof ve vizyon sahibi bir lider.  

Seçim beyannamesine 'Vizyon yerleştirdiğinde gerçek bir lider olarak değerini kanıtladı. “Dijital Bangladeş” konseptini açıkladığında birçok kişi olumsuz karşılamıştı. Hatta bu asil girişim için onu eleştirdiler. Ancak “Dijital Bangladeş” artık bir gerçek. 

Bir hayali gerçeğe dönüştürmek için kişinin cesaret, kararlılık ve özveriye ihtiyacı vardır. Sheikh Hasina büyük bir devlet insanı olarak tüm bu niteliklere sahip. Ülkenin ve halkının iyiliği için hayallerini gerçekleştirmek için çalışıyor.

Yoksulluğun azaltılması, gıdada kendi kendine yeterliliğe ulaşılması, ülke çapında yüzde 100 elektriğin sağlanması önemli başarıları.

Yoksulluk oranı yüzde 83'tü. Şimdi bu oran yüzde 20'ye düştü. Birleşmiş Milletler, Yoksul ülkeden, Gelişmekte olan ülke statüsüne geçişine ilişkin bir kararı onayladı.

Bangladeş, ekonomisi Sheikh Hasina, döneminde dört kat büyüdüğü için şu anda dünya ekonomisinde 41. sırada yer alıyor.

Ülke, son yılda enerji sektöründe büyük başarılar elde etti.

Ülke genelinde yaklaşık bir milyon evsiz için evler inşa etti. Bu, bu 
halk yanlısı duruşunun parlak bir örneğidir.

Uluslararası Havalimanı, Otoyolu Nükleer Santrali dahil olmak üzere diğer birçok mega projedeki çalışmalar 

Hindistan ile Bangladeş arasında 41 yıllık Kara Sınır Anlaşması çözüldü. 
.
Birçok sosyo-ekonomik göstergede Bangladeş, hem Pakistan'ın hem de Hindistan'ın çok ilerisindedir. Sheikh Hasina liderliğinde çeşitli sektörlerde kayda değer ilerlemeler sağlandı.



Ülkenin kişi başına düşen geliri 27 kat arttı. Fakir bir ülkeden fırsatlar diyarına çevirme fırsatı veriyor, çok doğru bir şekilde 'yaşam ve geçim arasında bir denge kurmak' olarak tanımladığı şeyi yapıyor. Bangladeş, dinamik liderliğinde elde edilen sürdürülebilir GSYİH büyümesi ve sosyo-ekonomik parametreler açısından bir "kalkınma mucizesi". Sözde 'dipsiz kuyudan canlı bir ekonomi, bir fırsatlar ülkesi haline geldi. 

Çin ve Hindistan gibi iki büyük ekonomi arasında kalan 165 milyon çalışkan insanıyla Bangladeş, yatırım için kazançlı bir yer. Asya'daki en yüksek GSYİH büyüme oranını yakaladı.



İnovasyon ve girişimcilik için küresel bir kuluçka merkezi olmak yolundalar

Bu devasa kalkınma görevini, daha büyük bir yabancı yatırım ve havale girişi ile birlikte dış ticarette daha fazla derinlikle hızlandırmayı amaçlıyorlar.

“Ekonomik diplomasi”yi uygulamaya koydular. Bu paket kapsamında birkaç yıl içinde -Öncelikle- Birinci olarak, adil bir pazar erişimi elde etmeyi; 

İkinci olarak, ihracatın genişletilmesi,  Üçüncüsü, önemli miktarda içe dönük Doğrudan Yabancı Yatırım girişi,  Dördüncüsü, kritik teknolojilerin transferi ve Beşincisi, hem yurtiçinde hem de yurtdışında profesyoneller ve çalışanlar için daha büyük ve daha iyi istihdam fırsatları. 

Ayrıca kaliteli hizmet sunmak için küresel bir üretim merkezi olmak istemi içindeler. İş liderlerine yenilikçi fikirler ve stratejiler üretmeye teşvik ediyorlar.

Kapsayıcı hedefi, tasavvur edilen Altın Bangladeş’e ''Sonar Bangla''ya ulaşmak. 

Dünya kadınların istekleri doğrultusunda şekillenmedikçe kadınların mutlu oldukları söylenemez. Bu bakımdan Ülke Kadınlarımız sadece ekonomik özgürlüklerini kazanmaları, üstdüzey yönetici olmaları değil sadece maaş bordrosundan vergi levhasına isimlerini yazdırmaları, girişimci olmaları değil aynı zamanda kanun yapıcı olarak siyasetde görev almaları, bunun için mücadele vermeleri gerekir. Kadının olduğu yerde başarı mutlaka vardır.

Bu nedenle yineliyoruz. Bu kitap okunmalı ve bu mucize lider Sheikh Hasina örnek alınmalı.

yilmazparlar@yahoo.com

13 Haziran 2023 Salı

Birleşmiş Milletler Barışcıl Elçisi DMW'de-Yılmaz Parlar

  DMW’ye Taze Kan BM Barışcıl Elçi


Kısa adı DMW olan  Avrupa Birliği Komisyonunun desteği ile kurulan Uluslararası Diplomatlar Birliğinin Türk Genel Başkanı Ferhat Bozçelik, Birleşmiş Milletler Barışcıl Elçisi Dani Al Achkar’ı Diplomatlar Bünyesine katdı. Ferhat Bozçelik. Dani Al Achkar’ın Sertifikasını, Avrupa üyelik kartını verdi. Resmi yazısını Dış işleri bakanlığına duyurdu.

 



Aynı zamanda Ukrayna'nın Kharkiv şehrinin tarihi merkezinde yer alan Türk Fahri Konsolosluğu ile Türkiye ve Ukrayna arasındaki bağları güçlendirmeye adamışlığından tanınmış seçkin iş adamı Lübnanlı Fahri Konsolos Dani Al Achkar’ın sertifika töreni sade bir şekilde kendi ofislerinde gerçekleşti.



Törene Eski Başarılı Milletvekili Osman Ceylan, DMW Yönetim Kurul üyeleri Almanya Temsilcisi Almanya yayın Birlikleri Başkanı Mehmet İlik, Uluslararsı Organizasyon firması Lobin Türkiye Yönetim Kurul Başkanı ve DMW Yönetim kurul üyesi Fahri Ustaoğlu, Lobin Kurul üyesi  ve DMW üyesi Fehim Ustaoğlu, DMW Yönetim kurul üyesi CEO Göksel Gürsoy Lübnanlı iş adamları ve yine Ukrayna Lübnan Fahri Konsolos Ayman Al  Achkar katıldılar.


Avrupa İşadamları Genel Başkanı Zbigniew ROCH konferans görüşmesi olarak katıldı. Dani Al Achkar’ı tebrik sonrası mükemmel mesajlar ile birlikde kısa zaman içinde Avrupa İş adamları ile Türkiye’ye geleceklerinin müjdesini verdi



Yeni Proje planları ile ilgili sorumuza ; Uluslar arası alanda özellikle 1.2 milyarın üzerindeki nüfusuyla hızla büyüyen bir Pazar, Afrika’da 20 den fazla ülkede şirket sahibi Achkar, DMW Uluslararası Diplomatlar Birliği'nin Türkiye Başkanı Ferhat Bozçelik önderliğinde Diplomatlar Birliği ile birlikle pek çok iş insanını pazarla buluşturmaya, pek çok projelere imza atacağını açıkladı., 



Sosyal alandaki Fedakar çalışmaları yaptığı sosyal desteklerden dolayı kensine Birleşmiş Milletlerden Barışcıl Elçiliği verilen Dani Al Achkar tam bir Türkiye sevdalısı.

Tören sonrasında toplu aile fotografları çekildi. Lübnan Mutfağının lezzetli seçkileri katılımcılara ikram edildi.


 


yilmazparlar@yahoo.com

29 Ocak 2023 Pazar

74. Hindistan Bağımsızlık Günü Görkemli Kutlandı-Yılmaz Parlar

  74. Hindistan Bağımsızlık Günü Görkemli Kutlandı

Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, resepsiyonda İki ülke dostluk işbirliği hakkında kısa konuşma yaparak “Topraklarımızda önemli isimler, Ülkemizin büyük liderleri Mahatma Gandi, Rabindranath Tagore, ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk birbirlerinden ilham almışlar ve hala milyonlarca vatandaşlarımıza ilham olmaya devam etmekteler” dedi



Hindistan İstanbul Konsolosluğu tarafından 27 Ocak 2023 Cuma günü Harbiye Hilton Bosphorus Hotelde gerçekleştirilen, Hindistan'ın 74. Cumhuriyet Bayramı'nı kutlama resepsiyona; İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, Hindistan Ankara Büyükelçisi Virander Paul, Büyükelçiler, Konsoloslar, Üst Düzey devlet temsilcileri, İş insanları, Örgüt Başkanları, temsilcileri ve seçkin davetliler Katıldılar.



İki Ülke istiklal marşı sonrasında, nesiller boyu devam eden, inanç, umut ve refah için bir kandil yakma geleneği fiziksel ve ruhsal bir ışık kaynağı olan, umut ve Refah için horoz şeklindeki pirinç lambaderdeki dört mum protokol tarafından yakıldı.

Resepsiyonun ev sahipliğini üstlenen Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Türkçe olarak yaptığı konuşmada bu günün Hindistan için öneminden bahsetti. 26 ocak'ta kutlanan 74. Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle düzenlenen etkinliklerden onur duyduğunu söyleyerek konuşmasına başladı.



Mahatma Gandi, Rabindranath Tagore, ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk birbirlerinden ilham almışlar

Başkonsolos Sudhi Choudhary “Cumhuriyet Bayramı olarak kutladığımız, 26 ocak, Hindistan'da ve dünya'da yaşayan 1.43 milyar kişilerin kalbinde oldukça özel bir yer bulmuştur. Hindistan'ın Bağımsızlığından önce, 1930'dan itibaren her sene bu bayram “Purna Swarajya” günü ya da "Tam Bağımsızlık Günü" olarak kutlanıyordu ve buna uygun şekilde, ülke özgürlüğünü elde ettiğinde bugün anayasanın kabul olduğu gün olarak belirlendi. Cumhuriyet Bayramı, Bağımsızlık Bayramında olduğu gibi, minnettarlık ve Hindistan'ı iki yüzyıllık sömürge yönetiminden özgürlüğe kavuşturmak için mücadele edenlere şükranlarımızı sunma zamanı. Aynı zamanda bize demokrasi, adalet, özgürlük, eşitlik ve birlik-beraberlik ideallerini temel alırken kalkınma ve refah yolunda ilerleme gibi hayallerimizi gerçekleştirmeyi öğreten büyük liderleri anma zamanıdır.”sözleriyle minnetdarlığını ifade etdi.



Başkonsolos Sudhi Choudhary “Hindistan Türkiye sadece 2 ülke değil. Hindistan ve Türkiye sanatda, mimaride, lezzetde ve dilde kendini gösteren derin tarihi ve kültürel bir bağa sahip, İki kadim uygarlıkdır. Halklarımız etkileşim halindedir. Dönüşen bir dünyada birlikde yaşayıp, birbirimize destek olduk. Topraklarımızda önemli isimler, Ülkemizin büyük liderleri Mahatma Gandi, Rabindranath Tagore, ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk birbirlerinden ilham almışlar ve hala milyonlarca vatandaşlarımıza ilham olmaya devam etmekteler.”sözleri alkış aldı.



Başkonsolos Sudhi Choudhary,“ Özelliklerimiz hızla büyüyen dinamik güçlü ekonomisi ile canlı arzulu toplumu olan iki genç cumhuriyetiz. Biz demokratik ve laik ülkeleriz. Birleşmiş milletlerde ve G-20 deki görevlerimizde görüldüğü üzere başlıca uluslararası oyuncularız.” Sözleriylede Ülkelerin önemine vurgu yaptı.



Choudhary “Biz 74. yılı kutlarken, Türkiye 100. yılını kutluyor. Hindistan en hızlı büyüyen büyük ekonomiler arasında yer alıyor.” dedi

Konsolos uluslararası toplumun sorumluluk sahibi bir üyesi olduğunu belirterek, ülkesinin G-20 dönem başkanlığını Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek" temasıyla yürüttüğünü, Dünyanın  G-20'ye umutla baktığını, aktararak, “ Hindistan'ın başkanlığının kapsayıcı, iddialı, kararlı ve eylem odaklı olacağına dair tüm dünyaya güvence veriyoruz. Cumhuriyet Bayramı olarak kutlanan 26 Ocak, Hindistan'da ve dış ülkelerde yaşayan yaklaşık bir buçuk milyar Hindistan vatandaşının kalbinde özel bir yere sahiptir. " sözleriyle konuşmasını tamamladı.



Ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkiler, karşılıklı ziyaretlerle her gün gelişiyor.

İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek ise, “Istanbul Vali Yardımcısı olarak sizleri şahsım ve valim adına saygılarımla selamlıyorum. Sayın valimiz Ali Yerlikaya'nın selamlarını iletiyorum sizlere. Hindistan Cumhuriyet bayramı'nın 74. Yıldönümü vesilesiyle aranızda bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Sizlerin şahsında Hindistan halkını. Değerli konukları, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. 



Hindistan milli günü kutlu olsun. Saygıdeğer konuklar tarihi ve kültürel açıdan 2 dost ülke olan Türkiye ve Hindistan arasında yüzyılları aşan samimi bağlar mevcuttur. Hindistan halkının milli mücadelemize verdiği gönülden destek Türkiye tarafından her zaman memnuniyetle hatırlanmaktadır. 

Hindistan her gün büyüyen ekonomisi geniş pazarı. Askeri gücü, uzay ve bilişim teknolojisi, zengin insan kaynağı. Köklü tarihi ve kültürel mirasıyla bölgesi ve dünya için parlak bir gelecek vaat ediyor. Ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkiler, karşılıklı ziyaretlerle her gün gelişiyor. Sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik işbirliklerimiz güçlenerek devam ediyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Ve Hindistan Başbakanı sayın Narendra Modi'nin Eylül 2022 Şangay İşbirliği Örgütü zirvesinde bir araya gelmesi, bu güçlü ilişkilerin de en güzel yansımasıdır. 



Atatürk ve Gandi'nin mirasçısı kadim milletlerin, Cumhuriyetimizin 100. Yılında gayret ve emeklerinin karşılığını fazlasıyla alacağınmızdan yürekten inanıyorum.” dedi

Konuşmaların ardından Sahaja Yoga müzik ve dans  Group geceye renk katdı. Hind müziklerinden kısa çoşkulu konser verdi.  Hint danslarından oluşan gösteri ilgiyle izlendi. Çok beğeni topladı. 

Gösteri sonrasında kültürün bir parçası olan “Gastronomi” Hind mutfağından lezzetli seçkilerini davetliler tatdılar. Davetliler Hint tatlısı paket ikramıyla uğurlandılar. 

yilmazparlar@yahoo.com

22 Ağustos 2022 Pazartesi

Diplomatlar Birliği, Türki Cumhuriyetler Projesi-Yılmaz Parlar

  Türki Projesi Neden Mükemmel 

Diplomatlar Birliği, Türki Cumhuriyetler Projesi

1.nci Karar Toplantısını yapan, BDU- Uluslararsı İş insanları ve Diplomatlar Birliği, Türki Cumhuriyetler Projesi, topraklarında yaşayan, taşında toprağında hatıraları olan cedlerimizin ülkeleri ile olan ilgili proje tüm projelerin özetinide kapsıyor.

Türki Projesi Neden Önemli 



Siyasetin engel olduğu idealist ilişkilerinin realist ilişkilere dönüşerek zayıflayan taraflarını, ancak kar amacı gütmeyen dernek kuruluşların, gönülden istekli fedakar vefalı üyelerin üstün çalışmalarıyla ivme kazandırabilir.

Küreselleşme hareketinin etkisi altında gerçekleşen, ekonomi başta olmak üzere hayatın ve kültürün yeniden biçimlenmesi, modernleşme sürecinin bir ev­resi olarak dünya düzeninin ortaya çıkması­na paralellikle Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerindeki ilişkiler, İletişim ve ulaşım teknolojilerinin de hızla artmasıyla birlikde başlamış olmuşdu. 



Türkiye’nin; ortak dil, tarih ve kültürel bağlarının bulunduğu bu ülkelerle ilişkileri ve işbirliği birçok alanda ortak yarar temelinde hızla gelişmişti.

Türkiye bu ülkeleri ilk tanıyan ve büyükelçilik açan ülke olmuşdu. Türkiye, Türk Cumhuriyetleri ile çok taraflı iş birliği içine girerken, ilişkilerinin idealist temelli milliyetçi bir yaklaşımla yeniden şekillendirmişdi. 

Bilim, kültür, sa­nat, hukuk, siyaset ve iktisadi alanlarda dünyadaki bütün ülkelerin birbirine daha çok ba­ğımlı hale gelmeleri sonucu küreselleşen bir dünyada tek başına rekabet edebilmenin güçlüğünü anlayan Türkiye ve Türki Cumhuriyetleri, diğer ülkeler gibi bir takım iş birliği içine girdiler…Türk Konseyi (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbir­liği Konseyi) TÜRKSOY, TİKA, TÜRK-PA, Türk Aka­demisi,. Büyük Öğrenci Değişimi, vs. gibi.



 Kazakistan’ın AGİT zirvesine ev sahipliğine, Azerbaycan’ın BM Güvenlik Kon­seyi geçici üyeliğini üstlenmesine, Türkmenis­tan’ın daimi tarafsızlık statüsünün kabul gör­mesinde, Türkiye destek sağlamışdı.

Gerek,Kazakistan öncülüğünde güvenlik tesisi yolunda bir örgüt olan, Türk­menistan dışındaki bütün cumhuriyetlerin ka­tıldığı, CICA. Gerekse Türkiye’nin öncülüğünde oluşturu­lan ve bütün Türk cumhuriyetlerin üye olduğu ECO (Economic Cooperation Organi­zation) bu ilişkilerin devamıdır.

Ancak ilişkiler, Dış siyasi etkenlerle engellemelerle arzulanan seviyeye çıkamadı ve stratejik bir derinlik kazanamadı. Tüm zirvelerde dile getirilmesine rağmen “Türk Ortak Pazarı” gibi kurumsal bir yapıya dönüşemedi.

Elit üyeleriyle ve yeni katılım dinamikleri ile geniş bir alanda Türki ülkelerle sıcak dostluk ilişkilerle her konuda adımlar atmaya hazırlıklı, BDU 1.nci  Karar Toplantısını Ortak Yaşam Vakfı mekanında gerçekleştirdi.

Başkanlığını Musa karademir’in yaptığı BDU Diplomatlar Birliği Karar Toplantısı son derece hiperaktif geçti. Başkan Musa karademir Genel bilgilendirme konuşmasıyla açılış yaptı.   Genel sekreter Aslı Gültekin sunu gerçekleştirdi. Yönetim kurul üyesi Güney Ferhat Batı, bazı projelerin açıklamalarında bulundu.  

Başkan Musa Karademir “ Diplomatlar Birliği vizyonu neden üstlendim? Neden başlangıç noktasıyla arkadaşlarla ya ben böyle bir konuşma içerisinde olmak istiyorum. Bu yaşamı oynayacağım, vermiş olduğu güveni vermiş olduğu inancın aslında bir tezahürü. Biz birlikte yola çıktık. Birlikte hareket edeceğiz.” Şeklinde birlik beraberliğin kuvvetli bağlar oluşturduğunu dile getirdi.

 Aslı Gültekin . Burada niyetler çok güzel… Buradaki gruptan, seçkin gruptan da fark ettiğiniz üzere toplum önderlerini aramıza dahil ediyoruz.. Bunlar kimler ? İş insanları, siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar, topluma yön veren insanlar aramızda toplamak istiyoruz ki hep birlikte bir oluşumda güçlü olalım ve bu anlamda çok güçlü bir STK oluşumu gerçekleştirelim. 

Sebep nedir? Aslında gelişmiş ülkelerde bir kişi birden fazla ortalama 8 STK ye üyesidir. Biz de bu STK yapılanmasını güçlendirmek istiyoruz. Çünkü gelişmiş bir ekonomiye sahip olmak istiyoruz..” sözlerin girişiyle gündemi, BDU yapısını, yapılan çalışmaları, gel,işmeleri, anlaşmaları özetledi.



Güney Ferhat Batı “Birinci Dünya savaşının tezahürü; Daha çok savaş sanayine doğru hızla evrildi. Nihayetinde ikinci dünya savaşıyla kaçınılmaz bir şekilde insanlık yüz yüze kaldı, ikinci dünya savaşı'nın sonuçları dünyamızı bambaşka bir evreye taşıdı. 

Ve acı da olsa gözyaşı da olsa bizleri gerçeklerle yüzleşmemiz sağladı. Peki neydi bu gerçekler? 

Bu gerçekler, savaşın ve çatışmaların son bulması dünyamızın bir büyük dünya savaşının bir daha yaşamaması için, özellikle soğuk savaşın çifte toplu dünyanın, sistemi 1990 başından sonra çöküşünden sonra çok taraflılık dediğimiz çok kutuplu bir dünyaya evrildi. Bu çok kutuplu dünya bildiğimiz işte küreselleşme… Bu bağlamda 21 yüzyılın getirdiği fırsatlar ve tehditler meydan okumalara bakıldığında göz önüne alındığında uluslararası sivil toplum kuruluşlarının öneminin daha fazla arttığını görmekteyiz.” STK önemine vurgu yaptı projeleri açıkladı.

Toplantı aile foto çekimiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com