13 Ekim 2025 Pazartesi

Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri-Yılmaz Parlar

  

Aydınlar Ocakları 53. Şura'sında Türk Kadınının Rolü ve Türk Tarihinin Kökenleri Konuşuldu

Aydınlar Ocakları'nın 10-11-12 Ekim 2025 tarihlerinde düzenlediği 53. Şura Toplantısı'nın ikinci gününde, Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel ve Op. Dr. Tuğrul Kihtir önemli konuşmalar yaptı. İki konuşmacı da, Türk tarihi, kültürü ve birliği üzerine yaptıkları vurgularla dikkat çekti.

Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel: "Türk Birliği'nin Temel Taşını Kadınlar Döşeyecek"

Tarihçi Prof. Dr. Mualla Uydu Yücel, Kazakistan'da geçirdiği yıllara değinerek başladığı konuşmasında, Türk tarihinde kadının merkezi rolüne dikkat çekti.

Kadın ve Erkek Yan Yana: Türk kültürünün, kadın ve erkeği doğuştan gelen özelliklerine göre hayatı paylaştıran bir yapıya sahip olduğunu belirten Yücel, "Biz hep yan yana, gönül gönüle gidiyoruz" dedi.

Tarihi Misyon: Türk milletinin aynı yüzyılda farklı coğrafyalarda birden fazla devlet kurabilen tek millet olduğunu ifade etti.

Kadın Ailenin, Aile Devletin Teminatıdır: "Bugün burada olan herkesi yetiştiren kadındır" diyen Yücel, kadını ailenin, aileyi ise devletin teminatı olarak tanımladı. Kültürün ve değerlerin aktarımında kadının birinci derecede rol oynadığını vurguladı.

Türk Dünyası Kadınlar Birliği: Kurduğu Türk Dünyası Kadınlar Birliği ile farklı coğrafya ve mesleklerden kadınları bir araya getirdiklerini anlattı. "Balkanlardan Tanrı Dağları'na kadar her coğrafyadan kadın 'buradayız' diyor" ifadesini kullandı.

Çağrı: Kadınların annelik misyonu ve toplumu bilinçlendirmedeki rolüne işaret eden Yücel, "Kadınlar olarak Türk birliğinin oluşmasında en önemli rolü kadınların oynayacağına yürekten inanıyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

Op. Dr. Tuğrul Kihtir: "Türk Tarihi 24 Bin Yıllıktır, Genetik Bunu Kanıtlıyor"

Op. Dr. Tuğrul Kihtir ise yaptığı çarpıcı konuşmada, Türk tarihinin kökenlerine ve genetik biliminin bu konudaki kanıtlarına odaklandı.

Tarihin Çarpıtılması: Türk tarihinin 1071'le sınırlandırılmasına tepki gösteren Kihtir, Atatürk'ün Türk Tarih Kurumu'nu kurarak Türk tarihini "saklandığı kutudan çıkardığını" ancak 1941'de müfredattan kaldırılarak Avrupa merkezli tarihin okutulmaya başlandığını iddia etti.

Anadolu'nun Kadim Türk Yurdu: Anadolu'daki Göbekli Tepe, Karaz ve Kur-Aras kültürlerinin Türkler tarafından kurulduğunu öne sürdü.

Genetik Kanıtlar: "Genetik yalan söylemez" diyerek, genetik araştırmaların Türklerin antropolojik ve genetik yapısının günümüzden 24.000 yıl önce Altay-Sayan bölgesinde (Angara Nehri civarı) şekillendiğini gösterdiğini belirtti.

Türkler, Asya'nın Beyazlarıydı: Türklerin "Asya'nın beyazları" olduğunu ve Avrupa'nın genetik havuzunun büyük ölçüde Türk kökenli gruplar (R1b gibi) tarafından şekillendiğini, bu genetik izlerin Almanlardan İngilizlere kadar birçok toplumda görüldüğünü iddia etti.

Etrüskler ve Diğer Bağlantılar: Etrüsklerin Türk kökenli olduğunu, tanrıçaları "Turan"ın isminin bunun kanıtı olduğunu savundu. Ayrıca Koreliler ve Japonların da ana Türk kitlesinden ayrılmış boylar olduğunu öne sürdü.

Çin Kültürüne Etki: Çin kültüründeki Gök Tanrı inancı gibi unsurların Türklerden geçtiğini iddia ederek, Türk medeniyetinin kadim ve kurucu rolünü vurguladı.

Şuranın ikinci günü, Türk milletinin geçmişinden güç alarak geleceğe yönelik perspektiflerin, hem sosyolojik hem de tarihsel-genetik boyutlarıyla masaya yatırıldığı canlı tartışmalara sahne oldu.

"Bir Sevdadır Ülkü" Belgeseli Türk Dünyasında Büyük Yankı Uyandırdı

 Nusret Esi’den Anlamlı Vefa

Belgeselin yapımcısı Nusret Esi, bu çalışmanın temelinde ağabeyi Aydın Esi’nin mücadelesinin yattığını vurguladı. 12 Eylül darbesinde gördüğü işkenceler sonucu hayatı değişen Aydın Esi’nin anılarını yazıya döktüğünü belirten Nusret Esi, onun vasiyeti üzerine kitabı değil, filmi hayata geçirdiğini söyledi:

“Rahmetli ağabeyim bana ‘Bu kitabı bastır’ demişti. Ben de ona ‘Abi Türkiye’de kitap az okunuyor, bu film olur’ dedim. O da ‘Tamam film çek’ diyerek onay verdi. İşte bu belgesel, onun emaneti olarak doğdu.”

Çok sayıda birbirinden değerli konuşmacıların ardından plaketler takdim edildi. Toplu aile foto çekimi ve Türk muziği konseyle ikinci gün son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com

8 Ekim 2025 Çarşamba

Ümit Özdağ’ın Derdi Ne?-Yılmaz Parlar

  Ümit Özdağ’ın Derdi Ne

Evet, soruyorlar: “Ümit Özdağ’ın derdi ne?” Cevabı son derece net ve berrak: Onun derdi, Türkiye’dir. 

Damarlarında Atatürk’ün Ruhu, Kalbinde Türkiye Sevgisi Var

Damarlarında Atatürk’ün ruhu dolaşan, kalbinde Türk milletine sonsuz sevgi taşıyan bir lider…

Damarlarında akan kanda, Atatürk’ün kurduğu bu cumhuriyete ve Türk milletine duyulan sarsılmaz bir sevgi, sınırsız bir bağlılık ve yeniden ayağa kaldırma azmi vardır.

Onun miting meydanlarında yankılanan sesi, sadece bir siyasetçinin sözleri değil, bir mücadele adamının, bir fikir işçisinin yılmaz davetidir.

Liderlik Cesaret İster, Ümit Özdağ Türkiye’yi Gerçek Liyakatle Buluşturuyor

Ümit Özdağ’ın derdi makam değil, milletin yeniden ayağa kalkmasıTürkiye’nin yeniden akılla, liyakatle, adaletle yönetilmesi.

Bugün Zafer Partisi sadece bir siyasi hareket değil; vatanını seven, aklıyla çalışan, yüreğiyle inanan insanların buluştuğu bir gönül ordusu.
Ümit Özdağ bu ordunun önünde, kararlılığı, bilgeliği ve cesaretiyle bir lider, bir yol gösterici olarak yürüyor.

Liderlik Vasıflarıyla Ümit Özdağ

Netlik ve Dürüstlük

 Siyasetin puslu havasına bulaşmamış, her konuda “doğruyu” söylemekten çekinmeyen, milletine karşı şeffaf bir duruşu vardır. Söylediği her söz, yaptığı her çıkış, araştırılmış, belgelenmiş ve milletin menfaatini esas almıştır.

İlmi ve Aklı Rehber Edinmiş Bir Lider

Sıradan bir politikacı değil, bir düşünce insanıdır. Her politikasının, her projesinin altı sağlam verilerle, bilimsel stratejilerle ve akılcı çözümlerle doludur. Bu özelliği, onu “sözü dinlenen” bir lider haline getirmiştir.

Kararlılık ve Yılmaz Mücadele Ruhu

Hiçbir baskı, hiçbir karalama kampanyası onu Türkiye sevdasından, milli davasından bir adım geri attıramamıştır. Adeta bir “istiklal mücahidi” gibi, inandığı yolda tereddütsüz yürümektedir.

Başkan, partinin aynasıdır

 Zafer Partisi, Ümit Özdağ’ın etrafında şekillenmiş değildir; bilakis, Ümit Özdağ, Zafer Partisi’nin temsil ettiği ülkünün, milli duruşun ve Türkiye sevgisinin en somut yansımasıdır. “Başkan, partinin aynasıdır” sözünün en hakiki karşılığıdır.

Zafer Partisi, Bilimle, Ahlakla, Cesaretle Yükselen Yeni Nesil Hareket

Ümit Özdağ, sadece bir siyasi lider değil; bir bilim insanı, bir vatansever, bir rehber.
Onun liderliğinde Zafer Partisi, cesaretini Atatürk’ten, gücünü milletten, hedefini bilimden alıyor.

Her konuşmasında, her adımında saygı, sevgi ve milli bilinç var.
Bu yüzden Zafer Partisi, yeni bir ruhun, yeni bir Türkiye’nin sembolü haline geliyor.

Atatürk’ün İzinde, Türk Milleti’nin Kalbinde Ümit Özdağ Liderliğinde Bir Zafer Yolculuğu

Zafer Partisi Liyakatin, Bilimin, Vatan Sevgisinin Partisi

Türkiye’nin her köşesinde, akademisyenler, liyakat sahibi bireyler, çalışkan ve azimli gençler, Zafer Partisi’nin saflarına katılıyor.

Zafer Partisi sadece bir siyasi oluşum değil, bir arayışın, özlemin ve inancın adresidir. Bu partiye her geçen gün katılan, yurdunu gerçekten seven elit insanlar boşuna değil.

Onlar, partinin rozetini takarken, sadece bir siyasi tercihte bulunmuyor; bir idealin, yarınlara dair umudun ve “Yeni Bir Türkiye” inşasının neferleri olduklarını beyan ediyorlar.

Çünkü burada etik var, bilgi var, adalet var, vatan sevgisi var.
Her yeni üye, bu kutlu davanın bir parçası olmanın gururunu taşıyor.

Zafer Partisi’ne katılmak, sadece bir partiye üye olmak değil;
Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak,
Cumhuriyet değerlerini yeniden yüceltmek,
ve gelecek kuşaklara güçlü bir Türkiye bırakmak demektir.

Neden Zafer Partisi’ne Katılmalı?

Anlamlı Sebepler;

Atatürk’ün izinde yürüyen, milli değerleri savunan bir hareketin parçası olmak.

Liyakat ve bilimin esas alındığı bir siyaset anlayışını desteklemek.

Türkiye’nin geleceği için fikir, emek ve yürek koymak.

Cesur, adaletli ve çalışkan insanların yanında yer almak.

Yeni bir Türkiye idealine katkı sunmak.

Liyakatın ve Aklın Yeniden İktidarı İçin

Liyakatın unutulduğu, kayırmacılığın kol gezdiği bir dönemde, Zafer Partisi, liyakati, bilgiyi ve aklı yeniden Türkiye’nin yönetim merkezine taşıma sözü veriyor.

Tam Bağımsız ve Gerçekten Milli Bir Duruş İçin

Ülkemizin bekası ve milletimizin menfaati her şeyin üzerindedir. Bu duruştan taviz vermeyen tek adrestir.

Sevginin, Saygının ve Kardeşliğin Siyaseti İçin

Kinin, nefretin ve kutuplaşmanın değil; sevginin, saygının ve milli birlik ruhunun siyasetini yapmaktadır.

Gençlere Gerçek Bir Gelecek Vaat Ettiği İçin

Göç ve ekonomi politikalarıyla, gençlerimize kendi ülkelerinde, gururlu ve müreffeh bir gelecek kurma azmindedir.

Sadece Eleştirmek İçin Değil, Çözüm Üretmek İçin Çalıştığı İçin

Her soruna, “Biz olsak ne yaparız?” sorusuyla yaklaşan, somut ve uygulanabilir politikalar üreten bir ekoldür.

Bu davaya katılmak, yalnızca bir siyasi tercih değil,
geleceğe bırakılacak en büyük milli miras olacak.

Ümit Özdağ, ülkesine gönülden bağlı, bilgeliğiyle yol açan, cesaretiyle örnek olan bir liderdir.
Onun liderliğinde Zafer Partisi, sadece bir siyasi parti değil; vatanına inanan insanların buluştuğu bir gönül hareketidir.
Bu yüzden her yürekli, her dürüst vatandaşın bu “Zafer yürüyüşünde” bir adımı olmalı.

Ümit Özdağ ve Zafer Partisi’nin Yükselen İdeali Yeni Türkiye’nin Mimarı

Zafer Partisi, bilgiyle yoğrulmuş cesur bir Türkiye hayalinin adıdır.
Ümit Özdağ bu hayali gerçeğe dönüştürmek için “milletle omuz omuza” yürümeye devam ediyor.

sevginin, saygının, aklın, bilimin, liyakatin ve en önemlisi, sarsılmaz bir Türkiye sevdasının siyasetteki karşılığıdır Zafer Partisi. Ve Ümit Özdağ, bu büyük davanın, bu büyük idealin yılmaz bir neferi ve kutup yıldızıdır. 

Yeni ve Güçlü bir Türkiye’nin inşası, bu idealin zaferiyle mümkün olacaktır.

yilmazoarlar@yahoo.com